Üçüncü doğum gününde, Lübna’ya babası bir bisiklet hediye etti. O günden sonra Lübna bisikletini yanından ayırmıyor.
Lübna 5 yaşında. Savaşın içine doğdu. İdlib kırsalında bulunan köyde yaşıyordu ta ki saldırılar şiddetlenene kadar.
Şiddetli saldırılardan sonra ailesi evini terk etmek zorunda kaldı. Sadece en değerli eşyalarını yanlarına aldılar. Lübna için en değerli şey bisikletiydi. Kamplardaki yolların engebeli ve çamurlu olmasına, oyun için bir alanın bulunmamasına rağmen, bu zorlu göç yolculuğunda bisikletinden vazgeçmedi.
Lübna, bu yeni hayatında tek arkadaşının bisikleti olacağını biliyordu. Yol boyunca onu bırakmadı. Ancak zorlu geçen yolculuk sonunda bisikletin sadece ön tekerleği kalmıştı.
Lübna’nın Kuzey İdlib kırsalı kampındaki yeni yerinde bisiklet sürme tutkusu hala devam ediyor… Yollar engebeli ve çamurlu olduğu için istedi gibi süremiyor bisikletini. Kamp yollarının düzeltilmesini istiyor “Bisikletin yarısı olmasa da ben onu çok iyi kullanabilirim“ diyor.
2019 yılı Aralık ayında Maarat el-Numan beldesine yönelik olarak sivilleri hedef alan hava saldırılarının artması sonucu göç edenlerin sayısı 300 bine ulaştı. Çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu göçmenler en doğal haklarından mahrum bırakılarak hayatlarını ve geleceklerini tehdit eden meçhul bir geleceğe doğru yola çıkıyorlar.
Uluslararası toplumun insan hakları ihlalleri karşısındaki duyarsızlığı açıkça görülüyor. Uluslararası insan hakları kanunu gereği devletlerin, mümkün olan tüm tedbirleri alarak silahlı çatışmalardan etkilenen sivilleri, kadın ve çocukları koruması gerekmektedir.