Um Ahmet Güney İdlib kırsalı Telmins köyündeki evinde dikiş makinesiyle yastık dikiyordu. Saldırılardan sonra büyük oğluyla beraber Kuzey İdlib’ten çıkan binlerce insan gibi onlarda meçhule doğru yola çıktılar. Göç edenlerin bir çoğu kamplara sığındı. Bir çadır bulabilen şanslıydı.
Um Ahmet “Bu dikiş makinesi ailemin kıyafetlerini onarmakta ve yenilerini dikmekte bana çok yardımcı oldu” diyor. Henüz bitirmediği yastığı tamamlamak için dikiş makinesini ve yastığı yanına almış. İşini yarım bırakmak istememiş.
Um Ahmet 2019 yılı Aralık ayında Maarat el-Numan beldesine yönelik hava saldırıları sonrası yanlarını sadece acılarını alarak evlerini, yurtlarını terk eden binlerce kişinin, komşularının ve kendisinin içinde bulunduğu duruma çok üzüyor.
Um Ahmet’e evinden kalan sadece küçük bir dikiş makinesi ve henüz tamamlayamadığı yastığı.
Soruyor Um Ahmet “bu dikiş makinesi, param parça olan hayatları onarabilecek mi?“
2019 yılı Aralık ayında Maarat el-Numan beldesine yönelik olarak sivilleri hedef alan hava saldırılarının artması sonucu göç edenlerin sayısı 300 bine ulaştı. Çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu göçmenler en doğal haklarından mahrum bırakılarak hayatlarını ve geleceklerini tehdit eden meçhul bir geleceğe doğru yola çıkıyorlar.
Uluslararası toplumun insan hakları ihlalleri karşısındaki duyarsızlığı açıkça görülüyor. Uluslararası insan hakları kanunu gereği devletlerin, mümkün olan tüm tedbirleri alarak silahlı çatışmalardan etkilenen sivilleri, kadın ve çocukları koruması gerekmektedir.
Siz de, İdlib’te dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu insanlık dramını ve insan hikayelerini paylaşarak, yaşanan bu krizin durdurulmasında karar alıcı mercilerin sorumluluklarından kaçmasını engelleyebilirsiniz.