Yusuf’un hikayesinde sadece bir ceket var. Evlerini terk etmek zorunda kalan diğer çocuklar,bu bilinmez yolculuğa çıktıklarında yanlarına onlara arkadaşlık edecek oyuncaklarını veya bir hatırası bulunan eşyalarını alabildi. Ancak Yusuf bu yolculuğa sadece annesinin ona giydirdiği eski bir ceketle çıktı.
Yusuf henüz iki yaşında. 2019 Aralık ayında Maarat el-Numan beldesine yönelik artan hava saldırıları sonucu evlerinin de hedef alınmasıyla Yusuf’un annesi diğer 4 çocuğunu da alarak bölgeden ayrıldı. Eşinin ölümünden sonra çocuklarına güvenli bir yer bulmak için Kuzey Suriye kamp bölgesine gitmek zorunda kaldı.
Bu yolculuk, Yusuf’un ailesinin ilk yolculuğu değildi ancak bu sefer babaları yoktu. Babalarını kaybetmelerinin üzüntüsü bu yolculuğu diğerlerinden çok daha zor bir hale getirdi.
Yusuf, göçün ve sevdiklerinden ayrılmanın acısını tecrübe etti. Yusuf’ta oyuncaklarının olmasını, arkadaşlarıyla oynamayı, sıcak ve yeni kıyafetler giymeyi isterdi. Annesi Yusuf’un durumunu açıklarken, bu sürekli yer değişiminin ona çocukluğunu dünyanın geri kalan çocukları gibi yaşamasına alan bırakmadı..“
2019 yılı Aralık ayında Maarat el-Numan beldesine yönelik olarak sivilleri hedef alan hava saldırılarının artması sonucu göç edenlerin sayısı 283 bine ulaştı. Çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu göçmenler en doğal haklarından mahrum bırakılarak hayatlarını ve geleceklerini tehdit eden meçhul bir geleceğe doğru yola çıkıyorlar.
Uluslararası toplumun insan hakları ihlalleri karşısındaki duyarsızlığı açıkça görülüyor. Uluslararası insan hakları kanunu gereği devletlerin, mümkün olan tüm tedbirleri alarak silahlı çatışmalardan etkilenen kadın ve çocukları koruması gerekmektedir.