Emira bisküviyi çok seviyor… Büyükannesi imkan buldukça ona bisküvi alıyordu… Köylerinden son ayrılışlarında dahi büyükannesi yanında Emira’nın sevdiği bisküvileri taşıyordu. Emira, aklında kalan son hatıranın bu olduğunu söylüyor.
Emira, Güney İdlib kırsalındaki köylerinde 5 sene yaşadı. Uçak ve bomba seslerinden çok korkuyor. Uçak sesi duyduğunda hemen büyükannesinin kucağına koşuyor veya merdivenin altına saklanıyordu. Büyükannesi Emira’ya “savaşın kızı“ diyor. Çünkü Emira da birçok Suriyeli çocuk gibi savaşın içine doğdu ve savaşın içinde büyüyor.
2019 yılı Aralık ayında Güney İdlib kırsalına yönelik artan hava saldırıları sonrası, evleri tamamen yıkıldı ve oğlu bu saldırıda yaralandı. Son saldırılarda evlerinin tamamen yıkılması ile yaralanan oğlu ve torunları için korkan büyükanne Kuzey Suriye kamplarına gitmek zorunda kaldı.
Büyükanne “Çocuklar dünyanın en kıymetli varlığı, göç ve soğuk önemli değil. Allah’a şükürler olsun torunlarım iyi, onları koruyabildim, bu yeterli” diyor.
2019 yılı Aralık ayında Maarat el-Numan beldesine yönelik olarak sivilleri hedef alan hava saldırılarının artması sonucu göç edenlerin sayısı 283 bine ulaştı. Çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu göçmenler en doğal haklarından mahrum bırakılarak hayatlarını ve geleceklerini tehdit eden meçhul bir geleceğe doğru yola çıkıyorlar.
Uluslararası toplumun insan hakları ihlalleri karşısındaki duyarsızlığı açıkça görülüyor. Uluslararası insan hakları kanunu gereği devletlerin, mümkün olan tüm tedbirleri alarak silahlı çatışmalardan etkilenen kadın ve çocukları koruması gerekmektedir.
Siz de, İdlib’te dünyanın gözü önünde gerçekleşen insanlık dramını ve insan hikayelerini paylaşarak, yaşanan bu krizin durdurulmasında karar alıcı mercilerin sorumluluklarından kaçmasını engelleyebilirsiniz.